GIDA ANALİZLERİ

Deniz Suyu Analizleri

Denizler kirleniyor. Üstelik inanılmaz bir hızla kirleniyor. Denizlerde meydana genel bu kirlenmenin başlıca kaynakları şunlardır:
Deniz kıyılarında kurulmuş olan yerleşim alanları ve sanayi tesisleri
Denizlerden geçen boru hatları ve çeşitli amaçlara kurulmuş olan plaformalar
Bilerek veya bilmeyerek sorumsuzca atıklarını denize bırakan gemiler
Özellikle yakıt veya atık taşayan ve kaza yapan gemiler
Hava yolu araçları
Ülkemiz önemli bir deniz yolu trafiğinin merkezinde bulunmaktadır. Akdeniz ve Karadeniz arasındaki tek bağlantı boğazalar üzerinden olmaktadır. Bu yoğun deniz trafiği özellikle yoğun yapılaşmanın olduğu yerlerde doğal çevre e insan sağlığı bakımından ciddi riskler yaratmaktadır.
Bu gemilerin bir kısmı sintine ve balasat gibi atıklarını ve çöplerini denize bırakmaktadır. Ayrıca yasal veya yasal olamayan yollardan bazı gemiler tehlikeli yükler veya atıklar taşımakta ve özellike bir kaza yaşanması durumunda denize petrol veya diğer zararlı atıklar boşalabilmektedir. Bu tür yükler deniz kirlenmesini önlemek için yapılan uluslararası sözleşmelere konu olmaktadır. Örneğin, petrol ve petrol türevi maddeler, zehirli sıvılar, ambalajlı zararlı maddeler, pis sular ve çöpler başlıca deniz kirleticileridir.
Her türü zararlı maddelerin ve atıkların denize karışması denizlerdeki canlı varlığının yaşamsal fonsksiyonlarını yok etmesi açısından son derece önemlidir.
Sadece İstanbul Boğazı’nda yaşanan deniz kazalarını hatırlayalım. 1979 yılında Independenta kazasında denize 100 bin tondan fazla ham petrol dökülmüştür. 1988 yılında Blue Star gemisinden bin ton amonyak gazı denize akmıştır. 1990 yılında Jambur-Datongsham kazasında 2.600 ton gazoil denize yayılmıştır. 1991 yılında 20 bin canlı hayvan deniz dökülmüştür. 1994 yılında ise 2 bin ton ham petrol denize yayılmıştır.
Denize kıyısı olan yerleşim yerlerindeki işletmelerin denize bıraktıkları atık suları ise denizlerin kirlenmesine başka büyük tehlikedir.
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2004 yılında çıkarılan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği denizlerin korunmasına yönelik esasları da kapsamaktadır. Bu kapsamda olmak üzere denizleri kirleten her türlü boşaltımlar tamamen yasaklanmıştır.
Ülkemiz karasularında, gemilerden çöp, petrol ve petrol türevleri, ayrıca bunlarla bulaşık sintine suları, kirli balast suları ve benzeri katı ve sıvı atıkların ve her türlü kargo artıklarının boşaltılması yasaktır. Bu tür atıkların lisanslı atık kabul tesislerine veya atık alma gemilerine verilmesi gerekmektedir. Bütün gemiler, 1990 yılında yayınlanan Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmenin Ek 4 hükümlerine tabidir.
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ekinde yer alan tabloda, deniz suyunun genel kalite kriterleri açıklanmıştır (Tablo 4). Burada şu başlıklar altında olması gereken sınır değerler yer almaktadır:
pH değeri (6.0 ile 9.0 arası)
Renk ve bulanıklık (doğal)
Yüzer madde (yağ, katran ve bunlar gibi sıvılar ve çöp gibi katı maddeler bulunamaz)
Askıda katı madde (30 mg/L)
Çözünmüş oksijen (doygunluğun yüzde 90’nından fazla)
Parçalanabilir organik kirleticiler
Ham petrol ve petrol türevleri (0.003 mg/L)
Radyoaktivite (doğal seviyelerde olmalıdır)
Üretkenlik (mevsimsel üretkenlik seviyeleri korunmalıdır)
Zehirlilik (hiç olmamalıdır)
Fenoller (0.001 mg/L)
Bakır (0.01 mg/L)
Kadmiyum (0.01 mg/L)
Krom (0.1 mg/L)
Kurşun (0.1 mg/L)
Nikel (0.1 mg/L)
Çinko (0.1 mg/L)
Civa (0.004 mg/L)
Arsenik (0.1 mg/L)
Amonyak(0.02 mg/L)
Yetkili laboratuvarlarda deniz suyu analizleri, bu konuda çıkarılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ve yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlar dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Deniz suyu analizlerinde dikkate alınan başlıca standartlar şunlardır:
TS ISO 5667-9 Su kalitesi - Numune alma - Bölüm 9: Deniz sularından numune alma kılavuzu
TS EN ISO 5667-3 Su kalitesi - Numune alma -Bölüm 3: Su numunelerinin muhafaza, taşıma ve depolanması için kılavuz
Deniz suyu analizleri Sağlık Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.

WhatsApp