İSG ANALİZLERİ

Gürültü Maruziyeti Ölçümü

Fizyolojik bakımdan duyma olayı, ses dalgalarının kulak zarını titreştirmesi sonucu olmaktadır. Kulak zarı, iç kulak kemikleri, kulak salyangozu, salyangoz içindeki sıvının hareketi ve sesi beyne ileten minik saç hücreleri, hepsi işitme olayının ayrı ayrı aktörleridir. Aşırı gürültüye maruz kaldığında kulakta hasar gören nokta işte bu saç hücreleridir. Bu hücreler, sesler karşısında kısa süreli değişim geçirirler, ancak yüksek düzeylerde gürültüye maruz kaldıkları takdirde işitme duyusu bundan zarar görür. Kulak birtakım sesleri almaya devam eder ancak sesleri ayırt etme yeteneğini kaybeder. Mesleki duyma kayıplarına genellikle kulak çınlaması eşlik eder. Kulakta devamlı olarak çınlama ve uğuldama meydana gelir.
Gürültü, duyma kayıpları dışında strese neden olabilir, iletişimi aksatabilir ya da çalışanların ürkmelerine neden olabilir. Bu tür riskler de işverenin yaptıracağı genel risk değerlendirmesinin bir parçasıdır.
Genel olarak kulak saniyede 20 ile 20 bin Hertz arası frekansa sahip olan sesleri duyabilir. En iyi duyulan ses frekansı ise insan sesinin sahip olduğu 3 ile 6 bin Hertz arası frekanslardır.
Çalışma ortamlarındaki gürültüler, çok geniş bir aralıktaki frekansların bir karışımıdır. Fısıltılı konuşmalar 10 desibel, alçak sesle konuşma 30 desibel, normal konuşma 50 desibel, yoğun ofis oramı 60 desibel, yakından geçen ağır vasıta 90 desibel, yakından havalanan bir jet ise 140 desibel ses düzeyine sahiptir.
2013 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmelik, çalışanların çalışma ortamlarındaki gürültüye maruz kalmaları ile ortaya çıkacak sağlık ve güvenlik risklerinden ve özellikle işitme ile ilgili risklerden korunmalarını hedeflemektedir.
Akredite laboratuvarlar tarafından kişisel maruziyet ölçümleri çerçevesinde gürültü ölçümleri yapılırken hem bu yönetmelikte belirtilen sınırlara ve yayınlanmış standartlara uyulmaktadır.

WhatsApp